Güncelleme Tarihi:
ADLİYE ÇEVRESİNDE YOĞUN GÜVENLİK ÖNLEMİ
Adalet Sarayı ve çevresinde saat 05.00’ten itibaren polis geniş güvenlik önlemi aldı. Emniyet Müdürü Mustafa Aydın, çevre illerden gelenlerle birlikte bin 900 polis, 4 Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı (TOMA) ve 1 helikopterin görev yaptığını söyledi.
Duruşma dolayısıyla Adliye binasına çıkan Kocasinan Bulvarı Sümer Üst Geçit'ten itibaren, Erkilet Bulvarı Kaldırım Caddesi ve Barış Manço Caddesi'nin kesiştiği ışıklı kavşak arası saat 07.00'den itibaren araç ve yaya trafiğine kapatıldı.
SADECE 10 AYDA
Korkmaz ailesi 11 Temmuz 2013'te acı haberi aldılar. 38 gün komada kalan Ali İsmail kurtarılamadı. O gün bugündür adalet mücadelesi veren acılı anne, her duruşmaya oğlunun resmiyle katıldı. Oğlunun acısı öyle yüreğine çöktü, Emel Korkmaz 10 ayda belki de 20 yıl yaşlandı.
POLİSLE ÇEVRE İLLERDEN GELENLER ARASINDA ARBEDE
Davayı izlemek için çeşitli illerden gelen gruplar, Kaldırım Caddesi'nden spor tesisleri önündeki arama noktasına kadar sloganlar atarak yürüdü.
Burada aranmadan kendileri için ayrılan alana girmek isteyen gruptaki bazı kişilerle polis arasında kısa süre arbede yaşandı.
Bölgeye gelene kadar 3 kez arandıklarını savunan grup temsilcileri ile polis arasındaki görüşmelerin ardından arama noktası kaldırıldı.
Kendilerine ayrılan alana geçen gruplar, toplumsal olaylarda yaşamını yitirenler anısına saygı duruşunda bulundu ve slogan attı.
Duruşmaya katılmak için anne Emel Korkmaz, baba Şahap Korkmaz ve bazı yakınları Hatay’dan Kayseri’ye geldi.
Ali İsmail’in fotoğrafını göğsünde taşıyan anne Emel Korkmaz, duruşma salonu girişinde yaptığı açıklamada oğlunun hesabını sormaya geldiğini söyledi.
Anne Korkmaz Adliyeye girmeden önce gazetecilere, "Acaba (sanıkların) çocukları babalarına 'neredesin' diye sorduklarında ne cevap veriyorlar ? Biz '19 yaşında bir çocuğa kıydık, o yüzden hapiste miyiz' diyorlar. Bunu çok merak ediyorum, sormaya geldim" diye konuştu.
38 GÜN KOMADA KALMIŞTI
eskişehir Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği bölümü 1’inci sınıf öğrencisi Ali İsmail Korkmaz, Gezi Parkı eylemleri sırasında ağır yaralanarak, götürüldüğü hastanede 38 gün komada kaldıktan sonra yaşamını yitirmişti. Olayla ilgili olarak 1’i polis memuru 5 tutuklu ile tutuksuz 3 polisin aralarında bulunduğu 8 sanık yargılanıyor.
SALONA ALKIŞLARLA GİRDİLER
Duruşmaya Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel, babası Şahap, ağabeyi Gürkan ile tutuklu sanıklar polis memuru Mevlüt Saldoğan, fırıncı İsmail Koyuncu, Ramazan Koyuncu Muhammet Vatanseven, fırın işçisi Ebubekir Harlar ile tutuksuz sanık polis memurları Şaban Gökpınar, Hüseyin Engin, Yalçın Akbulut ve avukatları katıldı.
250 kişilik duruşma salonu tamamen dolarken, bazı avukatlar duruşmayı ayakta takip etti. Ramazan Koyuncu’nun avukatının davadan çekildiği belirtildi. Ali İsmail Korkmaz’ın ailesi salona alkışlar arasında girdi.
BERKİN ELVAN'IN BABASI DA DURUŞMADA
269 gün komada kaldıktan sonra hayatını kaybeden Berkin Elvan'ın babası Sami Elvan'da duruşmaya katılıyor.
Baba Elvan, "Benim de oğlumu polisler katletti ben de müdahil olmak istiyorum" dedi.
Ahmet Atakan’ın kardeşi Zafer Atakan ile Mersin ve Balıkesir Barosu da davaya müdahil olup, yer almak istediklerini iletti. Ancak, savcı, suçtan doğrudan zarar görmedikleri için katılma taleplerini reddedilmesini istedi.
7 AYLIK ALİ YUSUF'UN DA MÜDAHİL OLMASI İSTENDİ
Duruşmada Ali İsmail Korkmaz'ın ağabeyi Gürkan Korkmaz kucağındaki 7 aylık oğlu Ali Yusuf Korkmaz'ın davaya müdahil olmasını istedi.
Ağabey Korkmaz, "Oğlum hem amcasının adaşıdır hem de onun bayrağını taşıyacak kişidir. Aynı zamanda da ailedendir. Bundan dolayı davaya müdahil olmasını talep ediyorum" dedi.
Mahkeme heyeti, katılma talepleri için duruşmaya 5 dakika ara verdi. Daha sonra, CMK 237/1 maddesi gereğince taleplerin tamamını reddetti. Daha sonra sanıkların dinlenmesine geçildi.
CHP'Lİ VEKİLLER DE İZLİYOR
Duruşmaya, CHP Genel Başkan Yardımcıları Sezgin Tanrıkulu, Veli Ağbaba, CHP milletvekilleri İlhan Cihaner, Gökhan Günaydın, Hüseyin Aygün, Candan Yüceer, Müslim Sarı, Musa Çam, Muharrem Işık, Nuriye Taş ile Kayseri Barosu Başkanı Fevzi Konaç ve CHP İl Başkanı Mustafa Ayan ile katılıyor.
TANIK İFADELERİ
DAVANIN EN KRİTİK TANIĞI SANIKLARI TEŞHİS ETTİ
Duruşmada ilk olarak dinlenen isim, davanın en kritik tanığı Y. şunları söyledi:
"Bir arkadaşımla Espark'a gittik. Protestocularla çevik kuvvet arasında çatışma oldu. Sonra TOMA ile çevik barikatı yıktı, herkes kaçmaya başladı. Kız arkadaşımı evine bıraktım ve eve gitmeye çalıştım. Tanımadığım bir kişiyle fırının olduğu sokağa doğru yürüdük. Sarhoş iki kişi vardı, biber gazı sıkılınca korunmak için fırına girdim. İçeride iki polis ve fırıncılar vardı. Dışarı çıkmak istedim, yine gaz atılınca geri girdim. Bir süre sonra çıkıp eve gitmek istedim, sokaktan 'yapmayın, etmeyin' sesi geldi, Polis Selçuk Bal ile elinde odun bulunan Serkan Kavak bir kişiyi darp ediyorlardı. Bu kişi kurtulup kaçtı sonra. Fırının karşısındaki pasajda saklanan Serkan Kavak bana 'sen kaç, ben çıkacağım' dedi, sonra odunla fırladı. Ali İsmail ile Doğukan Bilir koşarak geliyorlardı. Arkalarından Hüseyin adlı polis kovalıyor, 'tutun' diye bağırıyordu. Doğukan'ı polis Hüseyin ile Serkan Kavak darp ettiler. Doğukan çömeldi, Serkan yardım bahanesiyle onu darp etmeye devam etti."
ANLATIRKEN AĞLADI
Tanık Y. ifade verirken, Ali İsmail'in düşürüldüğünü, kafasına polis Mevlüt Saldoğan tarafından defalarca tekme atıldığını ve bilincini kaybettiğini söylediği anlarda durdu, gözyaşlarını tutamadı, su verildi.
ANNE KORKMAZ: ALLAH KORKUNUZ YOK MU?
Tanığın bu anlatımları sırasında Ali İsmail'in annesi Emel Korkmaz sanık polise dönerek "Allah korkunuz yok mu sizin?" diye bağırdı.
''POLİS SALDOĞAN, ALİ'NİN KAFASINA DEFALARCA VURDU''
Tanık Y. daha sonra sözlerine şöyle devam etti:
''Ali İsmail'i fırın çalışanlarından biri dengesini bozarak yere düşürdü. Ali İsmail'i polisler, fırıncılar herkes yerde darp etti. Polis Mevlüt Saldoğan, Ali İsmail yerdeyken defalarca tekmeledi. Kafasına defalarca vurdu, son kez yüzüne tekmeyle vurunca Ali İsmail bilincini kaybetti. Yakından baktım Ali İsmail'e, gözleri kapalıydı. Sonra Ali İsmail birden ayağa fırlayıp kaçmaya başladı. Arkasından ilerideki sivil ve polislere 'çevirin, çevirin' diye bağırdılar. İleride polisler bir kez daha yakalayıp, ikinci kez darp ettiler. Elinde budaklı odun olan sivil şahıs da darp edince, polisler "başımıza iş açacaksın" dediler. Polisler bu kez bacaklarına vuruyorlardı. Kalktı ve üçüncü kez darp edilerek gözden kayboldu Ali İsmail."
SANIKLARI TEK TEK ELLE İŞARET ETTİ
TanıkY., Mevlüt Saldoğan'ı albümden teşhis etti. Ali İsmail'i darp eden polisi de teşhis etti. Tanık, sanıkları elle göstererek teşhis etti. Tanık Y., fırıncı Ebubekir Harlan'ı ise Ali İsmail'e çelme takıp düşüren kişi olarak teşhis etti.
''HER TARAFI MORLUK İÇİNDEYDİ''
Anne Emel Korkmaz, görüntülerdeki kişinin Ali İsmail olmadığını öne süren sanık avukatlarından birinin tanığa Ali İsmail'in nasıl düştüğünü ve yakından görüp görmediğini sormasına tepki göstererek iki kez, "Her tarafı morluk içindeydi, vicdansızlar" diye bağırdı.
DURUŞMA KARIŞTI, EMEL KORKMAZ FENALAŞTI
Duruşmada tanık Y.'nin Ekşi Sözlük'te olay gecesi yazdıklarını anlatırken polislerin Ali İsmail'e küfrettiklerini söylediği bölümde ortalık karıştı.
Ali İsmail'in avukat abisi Gürkan Korkmaz ayağa kalkarak sanıklara tepki gösterdi, izleyici sıralarından da kendisine destek geldi.
Anne Emel Korkmaz bu sırada fenalık geçirdi. 5 dakikalık bir kargaşanın ardından duruşmaya devam edildi.
''ELİNDE SOPAYLA ADAM DÖVENE POLİS DENİR''
Sanık avukatının tanığa yönelttiği soruya, müdahil avukatın "Elinde sopa ve copla adam dövene polis denir" yanıtı salondan alkış aldı.
TANIK DA KAMERADA
Ali İsmail'e saldırının görüntüleri mahkemede izlendi. Tanık Y., katibin önündeki bilgisayar ekranından, avukatlar da önlerindeki ekranlardan o anları izledi.
Ekranda tanığın koşarken görüntüsü yer alıyor ve Ali İsmail'in yere düşürüldükten sonra tekmelendiği bölgenin çok yakınında olduğu anlaşılıyor.
ALİ İSMAİL'İN ANNE VE BABASI DAYANAMADI
Kamera görüntüleri izlenirken Ali İsmail'in annesi Emel ve babası Şahap Korkmaz dayanamayarak salon dışına çıktılar.
DURUŞMA SALONUNDA BİR KİŞİ GÖZALTINA ALINMAK İSTENDİ
Salonda polisin bir vatandaşı gözaltına almaya çalıştığı öne sürüldü, seyircilerin müdahalesi üzerine kısa bir tartışma yaşandı.
SALON DIŞINDA GÖSTERİ
Duruşma arasında, dışarıda gösteri yapan topluluğun yanına giden Emel ve Şahap Korkmaz, kürsüde kısa birer konuşma yaptılar, ''Ali İsmail'in katillerinin peşini bırakmayacağız'' dediler.
ABİ GÜRKAN KORKMAZ: YARGILAMA İYİ GİDİYOR
ali ismail korkmaz'ın ağabeyi avukat Gürkan Korkmaz da sanıkların yaptıklarının yanlarına kalmayacağına inandıklarını kaydetti.
Onurla ve gururla Ali İsmail Korkmaz'ın ailesi olduklarını söylediklerini ifade eden Korkmaz, "Yargılama çok iyi gidiyor. Yargılamanın temel taşları yerine oturuyor. Umarız bu yıl biter. Failleri, sanıkları en ağır ceza ile cezalandırmış olacağız" dedi.
ALİ VE BERKİN'İN BÜSTÜ
Kayseri Hacı Bektaş-ı Veli Derneği tarafından yaptırılan Ali İsmail Korkmaz'ın büstü annesi Emel Korkmaz'a, Berkin Elvan'ın büstü ise babası Sami Elvan'a hediye edildi.
''GEZİ EYLEMCİSİ İTİBAR EDİLEMEZ'' SÖZLERİ ORTALIĞI KARIŞTIRDI
Tutuklu sanık polis Şaban Gökpunar, tanık Yapıcı'ya 500-600 metreden nasıl teşhis ettiğini sordu.
Yapıcı, "500-600 metre değil, mesafe 20-30 metreyi" dedi.
Polis Gökpunar'ın bu kez mahkeme başkanına, "Gezi eylemlerine katılan şahsın tanık olarak beyanlarına ne kadar itibar edilebilir?" diye sorması salonu karıştırdı.
Müdahil avukatları ile Gürkan Korkmaz ve Ankara'da öldürülen Ethem Sarısülük'ün kardeşi sert tepki gösterdi, salondakiler bağırdı.
''NEDEN TANIĞI DA ÖLDÜRMEDİNİZ''
Müdahil avukatı Ayhan Erdoğan, sanık avukatının tanık Yapıcı'ya polislerin kendisine neden müdahale etmediğini sorması, müdahil avukatlarının ve salondakilerin tepkisini çekti.
Avukat Ayhan Erdoğan sanık avukatına, "Bu neden tanığı öldürmediler diye sormaktır. Sanık avukatının sanıklara neden Ali İsmail'i öldürdünüz diye sorması lazım" dedi, bu sözler, salondan alkış aldı.
''ALİ İSMAİL'İN BİLİNCİ YERİNDE DEĞİLDİ''
Tanık Turhan Gürler ifadesinde şunları söyledi:
''Ali İsmail, Fırat Köse birlikteydik. 300 kişilik bir grup slogan atıyordu, biz de onlara katıldık. Polis müdahale edilince kaçtık, birbirimizi kaybettik. Sonra tesadüfen Ali İsmail'i gördüm, kolunu tutuyordu, yüzünden darbe almıştı, 'kolum kırıldı herhalde, polis cop vurdu, tekmeledi' dedi, sürekli aynı şeyleri tekrarlıyordu. 'Neredeyiz, nereye gidiyoruz' diyordu sürekli. Bilinci yerinde değildi, 'hastaneye gidelim' dedim, Fırat'ı aradım. Hastaneye gittik, Ali İsmail acille SSK hastanesine götürüldü. Akşama kadar bekledik Ali İsmail'i. Ortopedi servisinde adli vaka olduğunu, bakamayacaklarını söyleyerek 'ifadesini versin, öyle gelsin' dediler. Üzerinde kırmızı montu, içinde yeşil tişörtü vardı Ali İsmail'in. Sürekli kafasına cop ve tekme yediğini, nerede olduğunu hatırlamadığını söylüyordu. Sonra birlikte eve gittik. Ertesi gün fenalaştığını ve yoğun bakıma alındığını söyledi Fırat. ''
DOKTOR, ‘İKİ ÜÇ GÜNE BİR ŞEYİN KALMAZ’ DEMİŞ
Fırat Köse, Ali İsmail'in ev arkadaşı olduğunu söyledi. Köse, "Ali İsmail daha önce konuşmadığı gibi konuşuyordu, tersler gibi. Sonra Turhan aradı, Ali İsmail'in polislerce darp edildiğini söyledi. Onu hastaneye götürdük. Hastanede ifade verdikten sonra gelmesini söylediler, karakoldan karakola üç ayrı karakola gönderdiler, bu sürede fenalaşmış." dedi.
AİLESİ DUYSUN İSTEMİYORDU ‘MERDİVENDEN DÜŞTÜM DİYECEĞİM’ DEDİ
Ahmet Uygun: "Ev arkadaşıyım, onu gördüğümde çok ciddi darbeler almıştı, çok kötü görünüyordu, siviller ve polisler tarafından çok kötü dövüldüğünü, yerde tekmelendiğini söyledi. Doktora cuma günü sınavlarının başlayacağını, kötü bir durum var mı diye sordu, doktor iki üç güne düzeleceğini söyledi. Ortopediye gittik, ifade ver gel dediler, sonra karakola gitti Ali İsmail. Ailesinin bu olayı duymasını istemiyordu, merdivenden düştüm demeyi önerdi, olmaz öyle şey dedik."
HASTANE ‘İFADE VERSİN GELSİN’ DEDİ
Okan Korkmaz: "Doktor, Ali İsmail'in omuzunda kırık olduğunu söyledi, başında ve omuzunda darbe izleri vardı. Doktora merdivenden düştüğünü söyledi, sınav haftası olduğu için gerçeği söylemek istemedi. Doktor ağrı kesici verdi, hafıza kaybının geçici olduğunu söyledi, birkaç güne bir şeyi kalmayacağını söyledi. Ortopediden adli vaka olduğunu, çarşı Karakolu'nda ifadesini versin, öyle gelsin dediler. İki karakol gezdik."
‘BAŞIM BAŞIM’ DİYE AĞLAYARAK KAÇTI
Fatih Kırbaş: "Serkan Kavak sokağa geldi, elinde odunla gelmişti, sokağa kimseyi sokmuyordu, ‘ben bu sokağın başbakanıyım, cumhurbaşkanıyım’ diyordu. Fırının önünde sokağa giren 5-10 kişiyi darp ediyordu gaz maskeli, telsizli, sopalı polisler. Eylemci sanıp esnafı dövüyorlardı. Polisler kapı aralarına pusu kurdular. Toma göstericileri püskürtmüştü. Eylemcilerin bir kısmını çevirip ara sokakta dövdüler. Eylemciler zik zak çizip kaçmaya çalışıyordu. Yere düşen Büşra adlı kişiyi Çevik Kuvvet çağırıp bir daha darp ettiler. Bir kişiyi ‘çevir çevir’ diyerek çelme takıp düşürdüler, sendeledi ve can havliyle kaçmaya çalıştı, fırıncı ve polisler yerde darp ettiler, o kişi sonra ‘Başım başım’ diye ağlayarak, can havliyle kaçtı."